Bugün size moda alanında deyim yerindeyse efsaneleşmiş çok özel bir isimden söz edeceğiz: Coco Chanel. Çoğumuz onu koca bir yüzyıla damgasını vuran müthiş yetenekli bir moda tasarımcısı olarak tanıdık; ancak onun hayatı, bildiklerimizin çok daha ötesinde. Gelin bu çok özel kadının yaşamında bıraktığı o güçlü izlerin peşinden gitmeye başlayalım.

Modanın Kraliçesi

Bizi biçimlendiren, belli formlara sokan moda, arkasında büyük yaratıcılar barındırıyor. Bunlardan biri olan Coco Chanel, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1883 senesinde Fransa’da doğdu. Çok geçmeden annesini veremden kaybetti. Yaşamdan yediği bu ilk tokadın henüz acısı geçmemişken, bir tokat da babasından yedi. Babası, üç kız kardeşi ile beraber onu bir yetimhaneye bıraktı. Eksik kalan çocukluğunun yerini doldurmak pek de kolay olmadı. Yine bu erken yenilmişlik duygusu, onda bir kırılma yarattı. Eksik bıraktıklarını başka alanlarda doldurmak için çok çalıştı. Şehrin önemli elitlerinden biri olan Balsan’ın çiftliğinde çalışmaya başladı. Onun da yönlendirmeleri ile küçük küçük şapkalar tasarlamaya başladı. Balsan’ın da desteğiyle ilk dükkânını açtı; ancak pek de başarılı olamadı.

Arthur Hayatını Değiştirdi

Bir zaman sonra Arthur adına iyi yürekli başka biriyle tanıştı. Arthur Coco’daki yeteneğin kısa sürede farkına vardı ve onun şapkalarını tanıtmak adına özel bir balo düzenledi. O baloda dönemin prensesi, Coco’nun şapkalarından birini satın alınca, hayatı birden değişmeye başladı. O günden sonra insanlar Coco’nun dükkânına akın etmeye başladı. Fakat ne yazık ki hayatının kahramanlarından biri olan Arthur, hemen birkaç gün sonra trafik kazasında hayatını kaybetti. Derken İkinci Dünya Savaşı gelip çattı. Alman hükümeti için çalıştığı söylenerek tutuklandı. Kendisi o dönem Winston Churchill ile oldukça yakındı ve barış lehine söylemleri vardı. Bu durum bir suç olarak kabul gördü ve cezaevinde kalmasına neden oldu. Cezaevinden sonra bağlı olduğu ülkesinden kopup İsviçre’ye gitmek zornda kaldı. Burada 15 sene boyunca, tam anlamıyla bir sürgün hayatı yaşadı.

Ölümünden Sonra Efsaneleşti

Coco kadınları korse belasından kurtarıp özgürleştirdi. Kadının özgürlüğünü öne çıkaracak tasarımlarla dikkat çekti. Gücünü basitlikten ve yalınlıktan alıyordu. Kadınlar arasında pantolonun yaygınlaşmasında da çok önemli bir rol oynadı. Bu süreçte kendi ismini taşıyan çok başarılı bir parfüme de imza atar. Moda alanında yaptıkları ile kadın hareketlerine önemli bir katkı sunan Coco, 10 Ocak 1971 senesinde hayatını kaybetti. Öldükten sonra tam anlamıyla efsaneleşen modacının hayatı pek çok dizi, sinema filmi ve hatta müzikale konu olmuştur.