Yaşam Merkezi Olarak AVM Değil, Sosyal Fabrika Açmak!

Yıl 1937. Henüz çok genç bir cumhuriyetin önderisiniz ve en önemli hedeflerinizden biri de üretiminizi arttırabilmek. Bunun için ‘’Her fabrika bir kaledir!’’ sözünden yola çıkıyorsunuz ve bugün bile neredeyse dünyada örneği olmayan bir projeyi 1930’lu yıllarda hayata geçiriyorsunuz. Evet, o önder Mustafa Kemal Atatürk ve projenin adı da Sosyal Fabrika Projesi.

Tarihler 25 Ağustos 1930’u gösterirken Sosyal Fabrika projesinin ilk temeli Nazilli de atılır. Bizzat Atatürk’ün talimatı ile hayata geçen projenin asıl amacı; üretim tesisi kurmanın yanında kültürel, sosyal ve toplumsal amaçları da olan bir yaşam merkezi inşa edebilmektir. Proje Türk-Sovyet ortak yapımı olarak hayata geçirilir ve Atatürk’ün de katıldığı resmi bir törenle 9 Ekim 1937’de kullanıma açılır. Neler yoktur ki bu yaşam alanının içinde?

Üretim hedefi her gün ortalama 2400 işçinin çalışacağı; 2.500.000 kilo iplik işlemesi ve 20 milyon metre basma imal üretimi olan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası bunların yanında çok büyük bir sosyal misyon da taşıyordu. Mesela fabrikada, şehirde o güne dek hiç görülmemiş ve özellikle kadınların katılımının yoğunlukta olduğu balolar, danslar ve partiler düzenleniyordu. Diğer yandan 12 bin kişinin yaşadığı kentte 700 kişilik kapasitesi olan sinema salonu da açılmıştır ve bu salonlar sadece film gösterimi ile kalmayıp tiyatro başta olmak üzere birçok farklı sanat dalına ev sahipliği yapmıştır. Kurulan halkevleri ile halk her türlü konuda bilinçlendirilmiş, açılan okuma yazma kursları, kreşler, korolar, radyolar ve hamamlar ile projede geçen “sosyal” kelimesinin altı doldurulmaya çalışılmıştır. Halka bedava basma dağıtmak, fabrikadan şehir merkezine düzenli tren seferleri ve işçilerin medeni durumlarına göre ayarlanabilen lojman hizmetleri ise bu sosyal fabrikanın en iyi getirilerinden biriydi.

Günümüzün iyiden iyiye kızışan kapitalist dünya anlayışında yukarıda okuduklarınız size de neredeyse imkânsız geliyor değil mi? Daha da ilginç gelmesi için fabrikanın ressamlarının olduğunu ve belirli aralıklarla şehri güzelleştirmek için resimler yaptıklarını, yine fabrikanın spor müsabakaları için takımlarının olduğunu ve işçiler başta olmak üzere şehirdeki diğer hastalar için tam donanımlı bir hastaneye de sahip olduğunu eklemekte fayda var. Atatürk’ün hayallerinden biri Nazilli de hayata geçirdiği bu fabrikanın birçok benzerini Anadolu’nun dört bir yanına yaymaktı. Ne yazık ki ömrü buna yetmedi ve o öldükten sonra da Sosyal Fabrika Projesi tarihin tozlu raflarına kaldırılan bir anıdan ibaret oldu.

2019’un dünyasına oldukça ütopik gelen bu projenin 1930’lu yılların genç Türkiye’sinde kısa zamanlı da olsa hayata geçmiş olması gurur verici olmakla birlikte aynı projeye sahip çıkamayışımız ise büyük bir hayal kırıklığıdır.