Millet olarak övündüğümüz şeylerin başında, şanlı tarihimiz gelir. Atalarımız yedi düvele meydan okumuş der, biz henüz portakalda vitamin bile değilken yaşanan olayları, kendi anılarımız gibi gururlanarak anlatırız. Bugün, geçmişe dönüp baktığımızda, tarihin aslında itibar savaşlarıyla dolu olduğunu görebiliyoruz. Neticede Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın adını bir şekilde geleceğe taşıması gerekiyordu, Büyük İskender’in de öyle. Tarihimizin en başarılı hükümdarı olarak her fırsatta konuştuğumuz Fatih Sultan Mehmet de, Bizans’a karşı itibarını korumuyor m

Eski jargonla anlatmak gerekirse ‘onur’, şimdiki söylemlerle dile getirmek gerekirse, ‘itibar’ her şeydir. İnsanlar onuru için yaşar, gururu için ölmeyi bile göze alabilir. Şirketler için de aynı durum söz konusu. Bugün, hedef kitleye doğru şekilde ulaşmayı amaçlayan bir şirketin ilk yaptığı şey nedir? ‘İyi bir insan’ izlenimi yaratmak, kendisini bireyselleştirmek… Bir müşteriye iyi insan olduğunuzu kabul ettirebilirseniz, sizden ürün ya da hizmet aldığında, kendisini gezegen için faydalı bir şey yapmış gibi hissedecektir.

Bir şirketin ‘iyi insan’ olabilmesinin sırrı ise itibarda saklıdır. Hepimiz Arşimet’in torunlarıyız. Elbette suyun kaldırma kuvvetine inanıyoruz. Fakat inandığımız bir şey daha var ki: İtibarın kaldırma kuvveti, suyun kaldırma kuvvetini döver. Suyun nesnelerin yukarı taşıması gibi, kurumsal itibar da şirketleri yukarı taşır. Günün birinde ekonomik dengeleriniz bozulabilir, fena halde bir kriz yaşanabilir, şirket çalışanlarından biri skandala sebep olabilir. Tüm kötü ihtimaller bir araya geldiğinde, elbette güç kaybedersiniz. Arşimet’i ve hamamda suyun üstünde duran tası düşünün. Evreka! İçeri itmeye çalıştıkça yukarı çıkan tas gibi, kurumsal itibar da, ekonomik olarak içeri girseniz bile, sizi daima yüzeyde tutmayı başaracaktır.

Peki, bir şirketin iyi insan olması için ne yapılmalı? Kendinizden pay biçin. Vergilerinizi ödüyor musunuz? Her durumda adil ve doğrudan yana mısınız? Çevreyi koruyor, doğaya saygı duyuyor musunuz? İyi bir komşu musunuz? Eğitime önem veriyor, insani değerlere dikkat ediyor, toplumu ilgilendiren sorunlara karşı duyarlılık gösteriyor musunuz? İhtiyaç sahiplerine yardım edip, gücünüzden güçsüzlere pay veriyor musunuz? Başarınızı çalışanlarınızla paylaşıyor musunuz? İnsanlarla iletişim kurarken saygılı davranmaya özen gösteriyor ve onların sorunlarını çözmelerine yardımcı oluyor musunuz? Bu soruları bir de şirketiniz için sorun. Tüm soruların cevabı ‘evet’ olduğunda, itibarın kaldırma kuvvetinden yararlanabilirsiniz.

 

Bir cevap yazın