1921’de Edirne’de dünyaya gelen İlhan Koman, sanat ve bilimi aynı potada eritme hayaliyle yanıp tutuşan bir çocuktu. Küçük yaşlarda demir, cıvata ve çivi parçalarıyla heykel çalışmaları yapardı. Mahallesinde bulunan demirci atölyesinde çalışan ustaları büyük bir keyifle izlerdi. İstanbul’da yaşayan akrabalarını her ziyaret edişinde kıyıdaki takaları izleyip onlara benzeyen küçük tekne modelleri yapmaya çalışırdı. Bu tutkusu Koman’ın büyük ve unutulmaz bir sanatçı olma yolunda emin adımlarla ilerlemesini sağladı.

İlhan Koman’ın hafızalarda yer etmesine neden olan yaklaşımı, bilimsel ve matematiksel dengeleri bir arada kullanmasıydı. Bu nedenle pek çok otorite tarafından ‘’Türk Leonardo da Vinci’’ olarak anılmaya devam etmektedir. Koman, İstanbul Sanat Akademisi’nden mezun olduktan sonra 1940’lu yıllarda Paris’e taşındı ve buradaki ünlü heykellerden ilham almaya başladı. Eşsiz sanatına ilham veren ilk filizleri buradaki yaklaşımlar ile harmanladı. Akdeniz Heykeli ve “Leonardo’ya Selam” Anıt Heykeli gibi pek çok ünlü esere imza atan İlham Koman’ın Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerinden etkilendiği düşünülmektedir. Ünlü heykeltıraş eserlerinde mitolojik ögelere de sıklıkla yer vermektedir.

Koman’ın sanat anlayışı alışılagelmiş heykel yaklaşımlarının dışına çıkmaktadır. Çok yönlü ve evrensel sanatçı kimliğinin tüm özelliklerini başarıyla yansıtmaktadır. Usta heykeltıraş, geometrik soyut heykel yaklaşımıyla yeni ve farklı arayışlara yönelmiştir. Bu yaklaşımı onun çarpıcı, unutulmaz ve özgün eserler vermesini sağlamıştır.

İlhan Koman, sanat anlayışını şu sözler ile ifade etmektedir: “Bir nesnenin sanat olması için, has, öz, gerçek olması gerekir. Sanatta tek ölçü budur. Sanatın kopya, özenti, taklit olmayan, kendi kendine bir olay olması gerekir. Bu, küçük veya büyük de olur, obje de eşya da olur, figüratif veya non-figüratif de olur. Bütün sorun, tek ve gerçek olmasıdır. Bir de Racine’in sanat tarifi vardır: Sanat, hiçbir şeyden bir şey yapmaktır. Ben bazen çalışmamdan memnun olmayınca, kendi kendime küfür ve alayla Racine’in lafını tersyüz edip şimdi bir şeyden hiçbir şey yaptın be mübarek adam, derim! Aslında sanat, bence insanın bilinmeyene doğru çıktığı bir serüvendir. Sanatçı, devamlı kendisini yenileyebilmelidir…”

İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi, Edirne Gar binası bahçesinde yer alan tarihi köşkte ziyaretçilerini beklemektedir. Müzenin koleksiyonunda heykel sanatına farklı bir bakış açısı kazandırmayı başarmış; geometri, fizik, matematik ile estetik unsurları özgün bir şekilde yoğurmuş İlhan Koman’ın unutulmaz eserleri yer almaktadır.