Ülkelerine kıymetli hizmetlerde bulunmuş her kahraman yeni kuşaklara tanıtılmalı ve 7’den 70’e herkesin zihninde yer etmelidir. Behiç Erkin de bu kıymetli isimlerden biri. Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştiren Erkin, aynı zamanda Atatürk’ün yakın arkadaşlarından birisidir. Türk ulusal demiryolunun kurucusu olan Behiç Erkin, bu zor görevinde hiç pes etmeyerek Kurtuluş Savaşı’nı büyük bir zaferle tamamlamamıza önemli katkılarda bulunmuştur.
Kurtuluş Savaşı senelerinde toplumun ve ordunun yiyecek, içecek, asker sevkiyatı, mühimmat gibi ihtiyaçları sadece demiryolu aracılığıyla yapılabilirdi. Çünkü o günün koşullarında yeterli karayolu imkanlarına sahip değildik. Mevcut olan demiryolunun işletilmesine olan ihtiyaç bir zorunluluk olarak görülüyordu. Bu sıralarda Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’ndan lojistik başarısını bildiği Erkin’e ‘’Behiç Bey, ben nasıl savaşılacağını biliyorum. Siz orduyu cepheye taşımakta başarılı olursanız biz gerisini başarırız.” deyince Behiç Erkin bu talebi geri çevirmedi. Bu görev oldukça kritikti ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını sağlayacak en önemli araçlardan biriydi.
Ülkemizde o dönemlerde demiryolu işletmeciliği yapabilecek bir kadro yoktu. Behiç Erkin’in rehberlik ettiği demiryolumuz, hem Türkiye Demiryolu İşletmeciliği’nin hem de Türkiye Demiryolu Tarihi’nin temelini atmış oldu. Türkiye Demiryolu İşletmeciliği’nin günümüzdeki politikası idari yapısı ve da bu öncül adımlardan beslenmeye devam etmektedir.
Demiryollarında o vakitlerde Fransızca kullanılıyordu. Türkçe dilinin kullanılmasına dair çalışmalar Behiç Erkin öncülüğünde 6 Ağustos 1921 tarihinde başlatılmıştır. 1174 km’yi bulan demiryolu hattında bulunan lokomotif ve istasyonlarda görev yapacak yetkinliğe sahip kimse yoktu. Demiryoluna dair eğitim kaynaklarını Türkçe’ye çevirmek ve bu alanda yetiştirilecek personele gerekli eğitimi vermek son derece zor görünüyordu. Ancak Behiç Bey bu yolda asla pes etmedi ve beraber olduğu insanlarla imkansıza yakın her şeyin üstesinden geldi. Demiryolunun aktif bir biçimde işlemesini sağlayarak hem toplumun hem de askerimizin ihtiyaçlarının gerekli yerlere ulaşmasına önayak oldu. Böylece Kurtuluş Savaşı’nda önemli başarılara imza atarak topraklarımıza sahip çıkabildik.
Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel, Cumhuriyetimizin 10. Yıl. Marşı için yazdıkları mısraları Atatürk’e sunduklarında Atatürk marşın ilk kıtasının son dizesinin üzerini çizerek şu mısrayı yazmıştır: “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”. Bu değişikliğin sebebini ise şu biçimde açıklamıştır: ‘’Çizdiğim mısra sizin ve demiryolcuların emeğini tam olarak ifade etmiyordu, değiştirdim, ‘demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan’ yaptım.” Behiç Erkin’e ve demiryolcularına güvenini ve sevgisini bu sözler ile ifade etmiştir.