O Küçük Ellerinden Öperim Çocuk, Hırpalanmış Ellerinden…

İnceden bir yağmur yağmış, doldurmuştu yol kenarlarını sularla. Kalktı yağmuru izlediği pencerenin önünden, dışarı çıktı. Çıkardı ellerini cebinden, küçük bir yağmur suyu göleti buldu kendine. Zıpladıkça zıpladı suyun üzerinde, yağmur suları ...

Birini Aydınlatmak İstiyorsan, Bunu Hemen Şimdi Yap! Tabutlar Işık Geçirmiyor…

“Onu gördüğümde bir enkazdan sağ çıkmış gibi sarıldım.” Siz bir enkazdan sağ çıkmış olmanın ne demek olduğunu bilir misiniz? “Sesimi duyan var mı?”, hatırladınız mı bu seslenişi ve bu seslenişin çaresizliğini? ...

İçinde Bir Tutam Acının Bulunmadığı Hayat, Eksik Bir Hayattır.

Kırk yedi yıl önce bastım bu dünyanın toprağına… Yazıyla kırk yedi, acıyla seksen yedi. İnsanı olgunlaştıran acılarıdır derler, ondan bu hayatı ikinci kez yaşıyormuş gibi üzerime sinen olgunluk. İnce dişli tarakla ...

Yara Bandı İyileştirmez Hiçbir Yarayı, Sadece Gizler. Gülümsemek de Öyle…

Bazen yutkunmak konuşmaktan çok daha sesli bir eylemdir. İzahı olmayan şeyler vardır, ne konuşarak de ne susarak anlatılır. Onların boşluğunu, yutkunmak kapatır. Babamın o bisikleti almayacağını söylediği gün keşfetmiştim bunu. Ne ...

Hey 17 Yaşındaki Halim!

Ayşen Gruda’nın ‘Çöpçüler Kralı’nda giydiği yeşil kaban kadar güzeldi hayat. Necla Nazır’ın ‘Ateşböceği’ filminde yediği elmalar kadar lezzetli… Cennet Plajı otopark olmamış, Barış Manço ölmemişti. Hızlı trenler yoktu ve dolayısıyla insanlar ...

İnsan Aynaya Bakarken, Neden Görmez Çocukluğunu İçinde?

“İnsan aynaya bakarken, neden görmez çocukluğunu içinde?” Gökyüzü gibi bir şey diyorlardı, çocukluk için. Kaybolmazdı hiçbir yere, peki, ya şimdi nerede? “Kalbinin içinde büyüleyici bir bahçe gibi duruyor çocukluğun, ama duvarların ...

Kolay Kolay İyileşemezler, Hayallerinden Kırılanlar…

“İçimde çiçek aça aça büyüyen hayaller, içimi söküp ata ata kuruyup gittiler…” Bu cümlenin ağırlığı altında ezildi kaldı. Biliyordu, ona verebileceği en büyük zararı vermiş; güzel bir anı olmasını dilerken, acıklı ...

Bazı Elmalar Tehlikelidir…

“Yağmurlu bir pazar günü, öğleden sonra ne yapacağını bilmeyen insanlarız, bir de ölümsüzlük istiyoruz”, dedim kendim kendime. ‘Kendim’ susmak bilmeyince çarşıdan geçerek sahile doğru yürümeye karar verdim. Birkaç saat önce yağan ...